Sevdiğim pub'lar -2 // The Drapers Arms

Londra'nın sevdiğim pub'larını anlatayım belki bir faydalanan olur düşüncesiyle başladığım yazılara The Drapers Arms ile devam. Nefis et yemekleri, uygun fiyatlar, otantik bir mahalle mekanı.

Londra’ya taşındığımız ilk zamanlarda önünden geçmiş çok beğenmiştim. Ancak girip oturmak zaman aldı. The Drapers Arms bir gastro pub. Yeni kuşaklar klasik pub’lardan elini ayağını çekmeye başlayınca bir kısım işletmeci çareyi değişime ayak uydurmakta bulmuş bir 10 yıl kadar önce Londra’da. Gastro pub’ların çıkışı biraz böyle. Pub’ın hafiften restoranlaşmış hali diyelim. Rezervasyon yaptırmanız lazım ve özellikle hafta sonları yer bulmak neredeyse imkansız. Aylar sonrasına ancak yer açılıyor. The Drapers Arms’a ilk geldiğimde bunu fark edip kös kös dışarı çıkmıştık. Sonra randevu alıp gelmeye karar verdik. Tabii ki böyle bir şey olmadı. Biz Türküz ve aylar öncesinden herhangi bir şeyi planlamamız imkansız genetik olarak. Gene başka bir gün önünden geçerken şansımızı denemeye karar verdik. Bu defa başaracağız dedik ve başardık. Barda yer vardı. En sevdiğim şey barda yemek yemek. Derhal kurulduk ve önümüzde telaşla koşturan, içkiler hazırlayan, elden ele tabakları dolaştıran çalışanları zevkle izleyerek (en azından ben bundan çok keyif alırım) siparişlerimizi verdik. Şimdi onlar düşünsün dedik.