Sevdiğim pub'lar - 1 // Ye Olde Fighting Cocks
Londra'da sevdiğim, sık sık ya da ara sıra uğradığım o kadar çok pub var ki. Sevdiğim pub'ları anlatmaya nereden başlasam diye düşünürken içimden bir ses "en baştan" dedi. O halde buyrun.
İngiltere’ye taşındıktan sonraki ilk pub ziyaretimi o zaman yaşadığımız St. Albans’daki Ye Olde Fighting Cocks’a yapmıştım. Eve yürüyerek 10 dakikalık bir mesafededi. O kadar eski, şekilsizdi ki bir çok yerinde kafanızı eğip yürüyordunuz. Ahşap dikmeler, dirsek dayamaktan aşınmış bar tezgahı, iç içe geçmiş odacıklar, çatıdaki garip doğramalar bir yana, dev şömineye bakınca kendimi ortaçağda bir handa hissetmiştim. Zaten bir parkın ortasında, ağaçların altındaydı. Yanından bir nehir (River Ver) akıyordu. Hava kararınca yüzümüzü aydınlatan ateşe yaklaşıp ısındığımızı, bir yandan da aç kurtlar gece ahıra girip atlarımızı yer mi acaba diye düşündüğümüzü hatırlıyorum. Gülmeyin, pub’ın verdiği his buydu.
Keep reading with a 7-day free trial
Subscribe to Londra Notları to keep reading this post and get 7 days of free access to the full post archives.